2.12.05

TÜRK OCAKLARI DEĞERLENDİRME BÜLTENİ'NDEN

25 Kasım 2005

12. TÜRK DÜNYASI GENÇLİK GÜNLERİ VE KURULTAYI

12. Türk Dünyası Gençlik Günleri ve Kurultayı, Türk Ocaklarının ev sahipliğinde, Başbakanlık Tanıtma Fonu'nun desteği, TİKA'nın işbirliği ile, 13-20 Kasım 2005 tarihleri arasında İstanbul'da yapıldı. Türk dünyası rüzgârlarının esmeye başladığı 1990'lardan bu tarafa devam eden belki de yegâne etkinlik olması bakımından dikkatleri çeken Kurultay, her bakımdan faydalı oldu.

DTGB, Şubat 1992'de Tatar Gençleri Birliği Azatlık'ın öncülüğünde Rusya Federasyonu içindeki Türk Devlet ve Toplulukları ile Kırım ve Azerbaycan'dan gençlik teşkilâtlarının katıldığı Türk Dünyası Gençlik Kurultayı'nda doğdu. DTGB'nin o günlerdeki doğuşunda, Türk Ocaklı gençlerden Yakup Deliömeroğlu, Hasan Ali Karasar, Tümen Somuncuoğlu, Konuralp Ercilasun, Terken Hacaloğlu, Tataristan'dan İrik Garif, Talgat Ahmedişin, Zülfire Sagidkızı, Başkurdistan'dan Artur İdilbayev ve Çuvaşistan'dan Vecislav Timofiyev gibi gençlik liderlerinin ortak gayretleri etkili oldu ve o günlerden bugünlere DTGB sürekli olarak gelişti. DTGB gönüllü, bağımsız, milletlerarası bir demokratik platform olarak kurulmuş ve temelini, uluslararası normlardan, insan hakları deklarasyonuna paralel devletlerarası anlaşmalardan almıştır

Bugün Türklerin yaşadığı 36 ülkeden 41 kuruluşu üye ve gözlemci statüsünde bünyesinde barındıran DTGB, bu haliyle, uluslar arası gençlik örgütlerinin en büyükleri arasındadır. Nitekim gençler, bu kurultay esnasında da, önümüzdeki yıllarda Birleşmiş Milletlerin tanıdığı ve destek olduğu bir örgüt haline gelmenin yollarını arayacaklarını, bir temenni mahiyetinde, ifade etmişlerdir. Fin-Ogur halklarının DTGB'ye üye olması, bu yıl Kore'den de bir müracaatın yapılmış olması, DTGB'yi Türkçe konuşan gençlerin örgütü olmanın ötesine, bir Ural-Altay gençlik örgütü olmaya götürmektedir.

Kurultay, ilk defa Türkiye'de yapılmaktadır. Daha önce her biri başka bir Türk yurdunda yapılan kurultaylar, TYB Genel Başkanı Yakup Deliömeroğlu'nun kurultayda yaptığı konuşmada da dile getirdiği gibi, bu özelliğiyle de benzersizdir. Fakat Türkiye'de yapılıyor olmasının uyandırdığı ilgi öylesine yüksek oldu ki, önceki kurultaylara çağrılan 200 kadar delegenin ancak 130 ile 150 kadarı katılırken, bu defa eksiksiz katlım oldu, delegasyonların yanlarında gelen sanatçılarla ve Türkiye'den katlımla birlikte sayı 250'ye ulaştı. Bu sevindirici yoğunluğun önümüzdeki yıllarda da ve nerede yapılırsa yapılsın devamını temenni etmek durumundayız.

Türkiye Cumhuriyeti'nin, o tarihte Başbakan vekili olan sayın Abdullah Gül'ün katılımıyla, en yüksek seviyede temsil edilmiş olması, devletimizin Türk Dünyasına verdiği önemi göstermesi bakımından sevindirici olmuştur. Toplantıyı 18 Kasım Cuma günü ziyaret eden Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı sayın Serdar Denktaş'ın 41 öğrenciye burs vaadi gençleri çok sevindirmiştir. Ayrıca, Yüksek Öğrenim Burslarından sorumlu başbakanlık danışmanının kurultaya katılması, daha önce sayın Namık Kemal Zeybek'in DTGB'ye Hoca Ahmet Yesevi Üniversitesinden kontenjan vermesi, Türk Dünyasındaki eğitim imkanlarının DTGB'ye kanalize edildiğini göstermektedir. Bu alâka, gençleri de konuyu kurumsal olarak ele almaya sevk etmiş ve Oruç Burak Kavuncu'yu kurultay kararı ile DTGB Eğitim koordinatörü olarak görevlendirmişlerdir.

Batıdan doğuya Atlas Okyanusundan Çin Seddine kadar, kuzeyden güneye Sibirya - Ural dağları ekseninden Afganistan'a kadar uzanan bir coğrafyadan gençlerin bir araya geldiği bu muazzam organizasyonu gerçekleştiren gençler, her türlü tebrike şayandırlar. Aklın ve bilginin önderliğinde, çoğu temenni mahiyetinde kalsa da, önemli kararlar alınan kurultayın duygu tarafı da son derece yüklüydü. Her yıl, kavuşmanın sevincini, ayrılmanın hüznünü, gelecek sene yine bir araya gelmenin ümidini yaşayan gençler arasında kültürel yakınlığı idrak etmenin ve artırmanın yanında bu duygu ortaklığı da son derece faydalı bir olgudur. İsmail Gaspıralı'nın "dil'de,fikir'de, iş'te birlik" düsturu, bu duygusal birliktelikle daha bir güvenle gerçekleşme yolundadır. Delegelerin, yıldan yıla değişmekle beraber, her yıl %20-30 kadarı yenilenmektedir. Bu, kültürel ve duygusal yakınlığın yeni nesillere, yani geleceğe taşınması demektir ki, bu oranı korumak, belki biraz artırmak, ama azaltmamak gerekir.

Kurultayın sonuç bildirgesi, komisyon raporları, çeşitli ülke ve uluslararası örgüt yöneticilerine yapılması kararlaştırılan müracaatlar, daha öncekilerde olduğu gibi basılacak olan kurultay kitabında görülebilir. Ancak burada zikretmeden edemeyeceğimiz bir kurultay kararı var ki, sevinmemek elde değil: "Bundan sonra biz kendimize Türk diyelim. Artık bütün yazışmalarda ve toplantılarda adımızı, Azerbaycan Türkleri, Kumuk Türkleri, Hakas Türkleri, Şor Türkleri, Kazak Türkleri, Kıbrıs Türkleri, Türkmen Türkleri, Özbek Türkleri,.. diye söyleyelim, kendimizi böyle tanıtalım"

Bu Gençlik Kurultayının delegeleri, Türkiye'nin, 1992'den beri, fahri temsilcileri konumundadırlar. Kurultayın yatay gelişmesi bugün belirli bir noktaya gelmiştir. Bundan sonra derinliğine çalışmaları artırmanın zamanıdır. Gençler, aralarındaki kültürel ve duygusal yakınlıkla ülkeler arasında kültür elçileri konumundadır. Onların bu yakınlığını artırıcı çalışmalar yapılmalıdır. Bunların başında, dil birliğini sağlamak geliyor. Daha önce 11.Kurultayda alınan "Kurultay Dili, Türkiye Türkçesi'dir" kararı, bu kurultayda da görüldüğü gibi, henüz sembolik bir karardır. Acele etmeye gerek yoktur. Sabırlı olmak gerekir. Zaten Türkiye Türkçe'si konuşan Balkanlar, Ortadoğu, Kıbrıs delegasyonları dışındakilere, Türkiye'de Türkçe kursları düzenlemek bu derinliğine çalışmaların başında geliyor. Her delegasyonun kendi şive veya lehçelerini en iyi şekilde öğrenmelerini sağlamak da, ihmal edilmemesi gereken önemli bir iştir. Ancak ortak bir yazı diline ve alfabeye doğru yönelmeyi sağlamak kurultayın hedefi haline gelmelidir.

Gençlerin teklif ve temennileri arasında, Türk Dünyasındaki sivil örgütler bilgi bankası oluşturmak vardı. Ekoloji komisyonunda Türkiye de, belki ilk defa, toprak erozyonu gibi bir çevre meselesiyle, raporda yer aldı. Siyaset komisyonunda da Türkiye'nin meseleleri rapora girmese bile konuşulmalıdır. Gençlere önümüzdeki yıllarda, Türkiye'nin uluslar arası alanda suçlana geldiği sözde Ermeni soykırım iddiaları, Kürt meselesi. Kıbrıs meselesi gibi konularda kitapçıklar, broşürler verilmelidir. Verilen Tanıtım CD'leri, kitaplar yanında bu tip objektif bilgilerle bu fahri elçilerimizi teçhiz etmek, onların yaşadıkları ükelerle aramızda siyasi bir yakınlaşmaya da yol açabilir.

Sağ olun gençler. Kurultaylarınız "Mengi - daim" olsun. Dirlik düzeniniz bozulmasın. Geleceğe birlikte yürüyüşünüz kutlu olsun.

http://www.turkocagi.org.tr

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Rus dilende yayin ichin basin felan yazisini, belki kara veya rezolutsionilarini aariyorduk.. sadece bomu? http://azatlyk.com da... Terken, ben daha nerkach unlu sahifanad gaetadan xeberler buldim, amam sen onlari salmiyorsun.. ne oldu, amoturlar yazisi ile kurultayin oneme azaliyor galiba.. biz tatarstanda onemli olan - yazi, xeber deyiruz shimde, artik hayat bizim elden gechti acaba. imkab ok istedegimiz gibi yayinlamaya.. hichbir rus (turkun 100 den 80 e rusdille ishte :((() yayini birshey yazmiyor ya bosh veriorlar... yavash yavash millete duydurmak lazim...

Inshallah

benim dedi ki...

Mesajin altina isminizi yazsaniz daha iyi olurdu.

Gelen haberleri mumkun oldugunca eklemeye calisiyorum. Kararlar ve komisyon raporlari da bana geldikce siteye eklenecek.

Ikinci nokta haberlerle ilgili. Her gonderilen "haber" maalesef haber degil. Bazen siddetli ve haksiz elestiri ile hakaret tasiyabiliyor.

Insallah siz de DTGB sayfasini Tataristan'da tanitiyorsunuzdur.

Selamlar,

 
Siteyi düzenleyen: Terken_Hacaloğ*lu